JURNAL 70… Yalancı Baharlar! – Yeniden Yapılanmanın Önemi…

Yaşanan “Yalancı Baharların” Ne Kadar Farkındayız? ;

“… Konteyner krizi ve navlunların artışının da katkısıyla Çin tedarik zinciri kırıldı ve Türkiye tek alternatif olarak belirdi. Türkiye şu ana kadar kapasitesinin üç katı kadar sipariş aldı. Ben buna “Yalancı Bahar” diyorum. Zira iki yıl sonra Çin tedarik zincirini düzeltecek ve Avrupa mecburen üretimi içeri çekmeye çalışacak. Türkiye’ yi sıradan bir makine üreticisi olmaktan kurtarabilecek çözümü ise otomasyon ve dijitalleşmeye geçiş olarak görüyorum. Endüstriyel üretimin dijital ikiz yapısına doğru gitmekteyiz. Tarif ettiğim biçim kol gücüne gerek olmayan karanlık fabrikalar, kendi kendini kodlayan ve bir ağ üzerinde çalışan takım tezgahları, otomasyon ve dijitalleşme bütünü…”

Yukarıdaki satırlar Fortune Türkiye’ nin Ocak 2022 sayısının 20-21. sayfalarındaki “Tezmaksan’ ın Hayatta Kalma Kararı” başlıklı bir söyleşiden alıntı. Büyük bir beğeni ile okuduğum bu söyleşide o kadar önemli hususların altı çizilmiş ki ben sadece birinde yoğunlaştım ama söyleşinin tamamının okunmasını hararetle tavsiye ediyorum.

Bir yönetim danışmanı olarak sorum şu : Yaşanan “Yalancı Baharların” ne kadar farkındayız?

Ülke içi veya küresel konjonktür sektörümüze, şirketimize bugün için bariz avantajlar sağlayabilir. Ya fırtına geçip toz duman yatıştığında, mekanın gerçek sahipleri tekrar bütün güçleri ile ortaya çıktığında ne olacak?

Cevap basit :

Ya başımızı kuma gömüp mevcut avantajların büyüsü ile iş yapış tarzımıza ve ekosistemimize hiç bir yatırım yapmadan günün getirileri ile mutlu olacak ve sonrasında geçici kazançlarımızın tamamını kaybedecek ve hüsrana kapılacağız,

ya da;

Tezmaksan’ ın yaptığı gibi kaderin bir cilvesi olarak bir anda önümüzde bulduğumuz avantajları ve soluklanma dönemini olabildiğince iyi değerlendirecek, bize sınıf atlatacak ve küresel rekabette “+n” öne geçmemizi sağlayacak iş modellerine yatırım yapacağız.

Kağıt üstünde cevap basit; tabii ki ikinci seçenek. Fakat şans hazır olana gelir. Bu ufka sahip bir kurum kültürümüz, yönetim yapımız, profesyonel kadrolarımız, aile anayasamız var mı? İnovasyon ve Ar-Ge’ ye “gerçekten” yatırım yapıyor muyuz yoksa “-mış gibi yapma” derdinde miyiz?


Yeniden Yapılanmanın Önemi ;

Capital Dergisi’ nin Ocak 2022 sayısında yayınlanan “CEO’ nun Ajandasındakiler – 214 Lider Ne Bekliyor? – Sayfa 58” araştırmasındaki soruların muhatapları tarafından doğru anlaşıldığı, doğru tasnif edildiği ve cevapların doğru yorumlandığı ön kabulleri ile hareket etmek kaydıyla çok önemli gördüğüm bir hususa dikkat çekmeye çalışacağım, hem yönetim danışmanı hem de profesyonel yönetici gözlüklerimle :

Çok önem verdiğim ve özellikle bugünkü gibi kriz dönemlerinde her amacın gerçekleştirilmesinin ön şartı addettiğim “Yeniden Yapılanmak” en son sırada, hem de 2021′ dekinin yarı ağırlığı ile (!).

CEO’ larımız nakit akış, pazar payı, dijitalleşme, maliyetler, karlılık, verimlilik gibi teknik hedefleri tutturmayı en başlara almışlar da bunları başarmak için gereken en önemli aşamayı “yeniden yapılanmayı” en sona yerleştirmişler, dediğim gibi göreceli önem ağırlığını da yarıya indirerek.

Büyüme, verimlilik, karlılık ve finansal sürdürülebilirlik üzerine yoğunlaşmış, profilinde kendini tanıtım için bu kavramları seçmiş bir yönetim danışmanı olarak çok net bir ifade ile diyorum ki;

özellikle günümüz dünyasında ajandanın birinci ve olmazsa olmaz temel maddesi “yeniden ve sürekli olarak yapılanmaktır” diğer tüm ajanda maddeleri bunu takip eder / etmelidir ve ayakta kalabilmek, rekabette önde olabilmek için “gerekli ama yeterli olmayan” şarttır.

Bu konudaki kafa karışıklığını ve isteksizliği kariyerimin başından bu yana artan bir ivme ile gözlemliyorum. Sebepleri?

Çünkü “yeniden yapılanmak”;

– Cesaret, öngörü, yatırım, sabır, uzun vadeli bakış açısı ister,

– Hissedarların kesintisiz desteği şarttır,

– Tüm olumlu sonuçlarının alınması için zamana ihtiyaç vardır,

– Uzun şirket ömrünün temel yatırım alanı, kısa şirket hayatının da ana sebebidir.

Korkarım ki temel sebeplere inmedikçe, “yeniden ve sürekli” yapılanmadıkça, klişe ve moda kavramların arkasında sürüklenmeye, her yıl aynı şeyleri konuşmaya, pansuman tedbirlerle sadece ateş düşürüp hastayı yatağa mahkum etmeye devam edeceğiz…

Selamlar;

Lütfullah Kutlu

5 Ekim 2022 – Çarşamba, 16:56

About LÜTFULLAH KUTLU

Boğaziçi Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu, "İş İşten Geçmeden" kitabının yazarı, yönetim danışmanı, profesyonel yönetici, evli, çocuk sahibi, insan olma sorumluluğunun bilincine varmaya çalışan...
Bu yazı JURNALLERİM içinde yayınlandı ve , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın