JURNAL 85… Alev Alatlı…

“Bu kitabı 03.03.1994′ de Etiler AkMerkez’ den aldım” yazmışım Viva La Muerte’ nin ilk sayfasına, yanında bir başka not : “Bitirme tarihi : 28.03.94 – İkinci bitirme : 25.04.99”

Alev Alatlı’ nın bir “ata ruhum” haline dönüşmesi kitaplığımdaki bu ilk kitabı ile başladı, ardısıra da kütüphanemin bir rafı neredeyse sadece O’ nun kitapları ile doldu ve hepsi de okundu bugüne kadar, hatta bazıları ikinci, üçüncü kez.

“Viva La Muerte” ile başlayıp “Beyaz Türkler Küstüler” ile biten “Or’ da Kimse Var mı?” serisi benim gibi yeni mezun bir beyaz yaka için yakın tarih yüksek lisansı gibiydi, wikipedia’ nın olmadığı günlerde inanılmaz bir “ansiklopedik bilgi kaynağı”.

Kâh kadim Rus Kültürü’ ne aldı götürdü bizi, kâh Hollywood’ un melanetlerini gözümüze soktu, kâh yaseminler eşliğinde Kıbrıs’ a sürükledi. Bazen “rüya” oldu yazdıkları, bazen “kâbus”.

Meslekdaşımdı; iktisatçıydı. Ama ne iktisatçı?! Liseyi Tokyo’ da, üniversiteyi ODTÜ’ de, masterı Vanderbilt Ünv.’ de, doktorayı Dartmouth College’ de felsefe üzerine bitiren bir iktisatçı.

Dünyayı tanıyordu, kültürleri, ideolojileri biliyordu, bizle – onları sınırsızca kıyaslayabilecek bir donanıma ve cesarete sahipti ama en sonunda hep bizdi, bizdendi. O devasa tefekkür mücadelesinin sonunda geldiği nokta Türk’ ün ve Türk İslamı’ nın dünyanın yegâne kurtuluşu olacağı yönündeydi. Onun için “Türkiye batamaz, batarsa okyanuslar taşar!” diyordu.

Kendi tefekkür, hatta iş hayatımda çok kullandığım bazı kavramlar O’ nun eseridir; “-mış gibi yapmak”, “ata ruhları” gibi. O’ nun vefatıyla birlikte öteki âleme yerleşen ata ruhlarım dörde çıktı : Mehmed Akif, Necip Fazıl, Cemil Meriç, Alev Alatlı. Elbette ki daha çok var ama bunlar başka bir ağırlıkta benim için, benim gözümde.

“Nuke” Türkiye’ nin giriş sayfasında şöyle yazıyordu : “Viva La Muerte beni, “Türkiye bugün okumazsa yarın mutlaka okuyacaktır!” temennisine zorlayan bir söylemi; “Türkler’ in okumadığına dair söylemi” yıktı. “Nuke” Türkiye’ yi yalnızlık paranoyamı iyileştiren okurlarıma ithaf ediyorum. Sağolun.”

Benim gözümde entelektüel dünyamızın, tefekkür hayatımızın en parlak yıldızlarından biriydi. Güncelliğini, cesaretini, özgünlüğünü, bize olan inancını hiç kaybetmedi, hiç geri adım atmadı, hiç yalpalamadı. Kişisel maceramın kutup yıldızlarından biri olmaya ebediyen devam edecek.

Allah rahmet eylesin, yeri mekânı Cennet olsun.

Bu arada vasiyeti ve de nasihati olarak gelecek nesillere miras bıraktığı aşağıdaki muhteşem tespitleri bu makalede kayıt altına almak da benim için kişisel ve tarihi bir borçtur :

“Güneş her gün daha mütekâmil bir dünyaya doğmaz. Tarih ezelden ebede dümdüz uzanan doğrusal bir hat değil, devirli bir oluşumdur. Gün olur, en gerideki en öndekinden ileride olur. Aristarkus, Kopernik’e “zıpçıktı astrolog” diyen devrimci Martin Luter’den daha ilericidir. Ahmet Yesevi, Kadızade Mehmet’in çok ötesinde. Siz istihkâmlarınızı güçlendirin, zor zamanları fırsata çevirin. Benim yaşıma geldiğinizde, benim hiç olamadığım kadar hakîm, fehîm, müstakîm, emîn, mekîn ve metîn olun. Aziz ülkemize gelince, ille de bir şeye benzetecekseniz, her budağından sürgün atan salkım saçak bir böğürtlen çalısına benzeteceksiniz Türkiye’yi. Bir sürgünü çiçeğe dururken, diğerinin kurumakta, ötekinin meyve vermekte olduğunu görün. Tek bir sürgüne takılıp kalmayın, bütüne bakmayı adet edinin. Unutmayın ki düz akılla anlaşılmaz, pergele, cetvele gelmez, kendisine has bir kimliği vardır Türkiye’nin. Batmaz. Batarsa, okyanuslar taşar. Mademki son temsilcileriyiz Gezegen’in iyiliği için yaşatılması elzem bir medeniyetin, bizi durduracak tek “gerçek”, soğuyan Güneş’in dünyamızı yarı yolda bırakması ihtimali olmalı.”

Selamlar;

Lütfullah Kutlu

5 Şubat 2024 – Pazartesi, 14:32

About LÜTFULLAH KUTLU

Boğaziçi Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu, "İş İşten Geçmeden" kitabının yazarı, yönetim danışmanı, profesyonel yönetici, evli, çocuk sahibi, insan olma sorumluluğunun bilincine varmaya çalışan...
Bu yazı JURNALLERİM içinde yayınlandı ve , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın