Değerli Olan Az Bulunandır ;
Aşağıdaki mesajı aktif kullandığım diğer bir platformda yayınlamıştım bir süre önce, linkedinde. Ağırlıklı olarak iş dünyasına hitap eder bu platform ama içeriği sanki biraz da diğer sosyal medya alanlarına uyarlanabilir geldi sonrasında, buraya da almaya karar verdim :
Bazen uzun zaman geçiyor, mesaj paylaşmıyorum bu platformda, arasıra bu boşlukları oluşturmanın gerekli olduğuna inanıyorum. Bu tür aralar; çevremize, ilişkilerimize, işimize, dünyamıza ve planlarımıza yine, yeniden ve çok daha sağlıklı, çok daha objektif bir şekilde bakmamızı sağlıyor.
Bazen kendim yazmaktansa bağlantılarımın, arkadaşlarımın, çözüm ortaklarımın yazdıklarını okuyor, bugüne kadar olduğundan daha farklı değerlendirmeye çalışıyorum onları. Sizlere de hararetle tavsiye ediyorum. Arada sırada sadece izlemek, okumak, takip etmek düşünebileceğimizden çok daha fazla kapı açıyor önümüzde.
Günün sonunda;
– Hayat bir bütün, iş dünyası bunun sadece bir cephesi. Yaşadığımız zaman diliminde bu tek cepheye gereğinden fazla önem atfetmek bize yarardan çok zarar getiriyor.
– Kurulan menfaat ilişkilerini sadece paylaşılan mesajlara verilen cevaplardan ve reaksiyonlardan dahi takip etmek mümkün. Kişisel beklenti ve menfaatlerin insan ilişkilerini nasıl erozyona uğrattığını bu platformda dahi (doğru gözlüklerle bakabiliyorsanız) takip edebiliyorsunuz. Eminim; bazıları sizin de midenizi bulandırıyordur, benimkini bulandırdığı gibi.
– Bu platform kullanıcılarına teknik bilgi edinme / paylaşma, kendini tanıtma / başkalarını tanıma, muhtemel iş fırsatlarını bulma / sondajlama gibi çok sayıda imkan sunuyor. Ama ben en çok “kazanılan tecrübenin paylaşımının” önemli olduğuna inanıyorum. Altı bine yakın bağlantımla yıllardır etkileşimde bulunuyoruz, pek çoğu ile yüzyüze tanışmış değiliz ve aralarında öğrencilerden tutun, kariyerinin daha en başında olanlara ve emekli CEO’ lara kadar çok farklı kesimler var. Gençlerin enerjisi, olgunların tecrübesi burayı çok değerli kılıyor. Bizim gibilerin sadece işle değil hayatın bütünü ile ilgili tecrübeleri bağlantılarımızın başkalarına bakış yeteneklerine de katkılar sağlayacaktır, buna eminim. En azından doğru mercekleri kullanıp çevre ve arkadaş bellediklerinden kazık yememenin yollarını biraz daha kestirmeden bulacaklardır düşüncesindeyim. Hayat aynı hataları defaatle tekrarlamak ve yanlış ilişkilerin içinde debelenmek için çok kısa.
– Bu tür bir mesaj içeren bir paylaşımı kimbilir kaç yıl sonra yaparım, gerek duyarım bilmiyorum. Her şeyin değerlisi az bulunanıdır çünkü.
Sürdürülebilirlik İle Yatıyor, Onunla Kalkıyoruz ;
“Sürdürülebilirlik” ile yatıyor onunla kalkıyoruz bu sıralar. Ünvanlar görüyorum mesela; “İK ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanlığı”, “Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı” gibi. İş dünyası dergileri “sıfır emisyon”, “sıfır atık”, “düşük karbonlu ürünler”, “doğaya zarar vermeyen üretim süreçleri” gibi güncel konuları içeren makalelerle dolu.
İyi de, linkedin profilinde “finansal sürdürülebilirlik” tanımlaması olan bir yönetim danışmanı olarak soruyorum : Hangi “sürdürülebilirlik”?
Kurumsal iletişim ile çevresel sürdürülebilirliği, İK ile iklimsel sürdürülebilirliği aynı disiplinlerin içine yerleştirmek ne kadar doğru? Ne kadar samimi? Yoksa yine “-mış gibi” mi yapıyoruz? Populer kavramların içini boşaltıp “dostlar alışverişte görsün” mü diyoruz?
Bu konuda çok netim. “Sürdürülebilirlik” çok sayıda birbirinden farklı başlıklar içeren bir “şemsiye” tanımlamadır. Mesela; “finansal sürdürülebilirlik” gibi, “çevresel”, “iklimsel”, “siyasal” türleri vardır ve herbiri için de farklı dinamikleri, gerekleri, şartları, yaklaşımları göz önünde bulundurmak zorundayız.
Maalesef yine “ünvan enflasyonunun” olağan sonuçlarından biri olarak ortaya çıkıyor içinde “sürdürülebilirlik” olan tanımlamalar. Ta ki hangi tür “sürdürülebilirliğin” sahibi, sorumlusu ve hesap vericisi olduğu açıkça ifade edilene kadar. Bu durumun kurumların organizasyonel ve hiyerarşik yapılarında da ciddi sorunlar doğurduğuna şahit oluyorum.
Ben kendi adıma “sürdürülebilirlik” kavramının alt başlıklarını aşağıdaki gibi belirledim ve söz konusu hizmetleri çok net bir çerçeve içinde anlatabiliyorum;
“Daha sürdürülebilir bir şirket performans ve yapısına sahip olmanızı sağlayacak özel danışmanlık hizmetlerimiz…”
■ Aile Şirketi Danışmanlığı
■ B Takımını Yönetme Danışmanlığı
■ Duygusal Zeka Danışmanlığı
■ Halef Selef Danışmanlığı
■ İK Yapılanma Danışmanlığı
■ İşe Alım Danışmanlığı
■ Maddi Olmayan Varlıklar Değerleme Danışmanlığı
■ Sadıkları Yönetme Danışmanlığı
■ Şirket Satışı Danışmanlığı
■ Şirket Yaşam Eğrisi Danışmanlığı
■ Yönetici Seçme Danışmanlığı
■ Yönetim Kurulu Danışmanlığı
Sürdürülebilirlik kavramı son derece değerli ve önemli. Ancak çerçevesi, sınırları, beklentileri ve oyun alanı olabildiğince net belirlenmeli. Aksi taktirde “verimsizliğin” bir başka boyutu olarak karşımıza çıkacak ve oluşturacağı “alternatif maliyet” de o oranda yüksek olacak.
Selamlar;
Lütfullah Kutlu
18 Aralık 2022 – Pazar, 13:09